B13U
FallOut 3
![]() FallOut 3 Dünyada yukarıdaki dört kelimeyi duyduğunda tüyleri diken diken olacak ne kadar insan vardır bilmiyorum, umurumda da değil, tek bildiğim bu sayısın bir hayli fazla olduğu. Özellikle de seriye ait son tam sürüm RPG oyunu çıkalı 10 yıl olmuşken. Bugün piyasaya çıkan kaliteli bir oyunun küresel başarı ve beğeni toplayıp kendine has bir hayran kitlesi oluşturması, teknik olarak çok daha imkân dâhiliyken, pratikte çok da fazla örneği görülmüyor. Fallout, kim ne derse desin, gelmiş geçmiş en iyi oyunlardan birisidir, en iyi RPG, en iyi bilmem ne demiyorum, en iyi oyun diyorum. Belki fanatizmim objektif düşünmemi engelliyor olabilir, özür diliyorum ama bu da umurumda değil. Oyun dünyasında garip bir döneme girdik, yapımcı sayısı az, bağımsız oyun geliştiricileri yok denecek kadar az, çok uluslu küresel dev şirket ve holdingler, piyasanın büyük bir kısmını elinde tutmakta ve oyun dünyasının akışını kontrol etmekte. Her şey o kadar standart ve monoton hale geldi ki. Yeni bir oyunun çıkmasına neredeyse hiç şaşırmıyoruz, çünkü aynı oyunlar, serinin devamı, önü arkası derken aynı tarihlerde çıkıyor her sene, her şey önceden belli, yenilik namına bir şey görmek imkânsıza yakın. Belki doğal bir süreç diye düşünüyorum, 85-95 yılları arasında özellikle ve 2000’lere kadar piyasanın özellikleri, gücü ve etkinliği tam bilinmemekteydi, neyin oyunu olur neyin olmaz muallâkta olduğundan, hevesli yapımcılar, akıllarına gelen her şeyi denediler, tevekkeli geçtiğimiz bahsettiğim bu 15 yıl içerisinde oyun endüstrisinde düşük teknoloji, düşük ekonomik kaynak ve başarı ve oyuncu kitlenin azlığına rağmen son sekiz yıla oranla çıkan oyun sayısı ve çeşitliliği ve kalitesi kat ve kat fazla. Fallout, bu denemelerden üstün başarıya kavuşan oyunlar arasında bir yapım. Heyhat, hayatın tuhaf ironilerinden olsa gerek, PC oyun tarihinin en güzel RPG oyunları ile tanınan Interplay ve Black Isle, serinin üçüncü oyununu yapacak bütçeyi bulamayıp, iflas ettiler. İlerleyen teknolojinin bir dezavantajı da işte bu, yapım maliyetleri arttıkça küçük ve bağımsız firma ve stüdyolar, ellerindeki fikir ne kadar güzel olursa olsun, bunu satamıyorlar. Fallout’un hayran kitlesine bakacak olursak, bir açıdan da oyun dünyasının bu deneme yanılma döneminde, yani heyecanlı bebek adımlarını attığı yükselme devrindeki oyuncu profilini de tanımlamış oluruz. Dikkat, ileride elitizm ve ağır sosyolojik saptamalar vardır. Öncelikle o dönemin bilgisayar sahipleri, oyun oynayanları ve asıl RPG (masaüstü olan) oyunu takipçilerine bakacak olursak ortak özellikleri olarak karşımıza çıkan öğeler şunlar; ekonomik olarak orta veya yüksek sınıfa ait olmak (bir zamanlar PC dediğimiz şey pahalı bir oyuncaktı, yüksek fiyatı, düşük kabiliyetleri sebebiyle çok gerekli değillerdi, internetin de yaygın olmadığını düşünürsek, salt oyun veya merak için PC almak tuzlu bir yatırımdı), eğitim seviyesi ortalamada minimum üniversite öğrencisi veya mezunu, genel kültür açısından popülerden ayrılıp daha entelektüel ve bir yandan “geek” tabir edilen hobisel entelektüelliğe sahip olmak, yüksek yaş ortalaması (tabanda 18-20). Eh, Türk oyun sektörü bugün bile gelişmediğine göre o dönemlerde oynayabilmek için de iyi bir yabancı dil bilgisi gerekliydi. Internet kafelerin olmadığını da düşünecek olursak elimizde epey kısıtlı ama bir nevi kaliteli bir kitle kalıyor. Bu özelliklerin ve devamında gelecek saptamaların sadece PC oyunları konusunda olduğunu hatırlatırım. Şimdi, oyun tarihine bakacak olursak ilk PC oyunlarının yarış, spor veya FPS tarzı oyunlar olmadığını rahatlıkla görürüz. Bunun en büyük sebebi teknolojik yetersizliklerdi, elde olanlar ile yapılabilecek en iyi şey RPG oyunlarıydı. Bir de “geek” kitlenin oyunları yapan insanlar olmasıydı. Bu konuda şahsi olarak görüşüm zaten PC oyunlarının aslen RPG/FRP’den doğduğu şeklindedir ama bu bambaşka bir yazının konusu. Bunları neden anlatıyorum? Basit, bugünkü oyuncu kitlesine, piyasa ve pazarlama özelliklerine bakılarak aradaki farkı iyice görün diye. Bugün oyunlar çok daha geniş bir kitleye hitap ediyor, teknolojinin ucuzlayıp yaygınlaşması bunda etken olduğu kadar, ticari kaygılar sebebiyle oyunların her yaştan daha fazla insan tarafından oynanması isteği yüzünden kolaylaşmasında yatıyor. Eskiden yapımcılar ellerindeki her şeyi, beyinlerindeki yaratıcılığın ve zekânın son damlasına kadar olanı yaptıkları oyunlara dökerdi çünkü beğenilmek isterlerdi ve kanıtlanmak. Bugün ise ne çıkartırsanız çıkartın, birkaç oyun yazarına, dergilerin, sitelerin editörlerine bir miktar bahşiş verip, sansasyonel reklam kampanyaları yapıp oyununuzun tatmin edici bir satış yakalamasını sağlayabiliyorsunuz. Oralarda bir yerlerde devamlı oyun alıp oynayan bir kitle var, bunlar için ne ve nasıl olduğu fark etmiyor, elinde silah tutan bir karakter düşmanlara ateş etsin yeter zihniyeti taşıyanlar var ve bunun farkında olan yapımcılar nabza göre şerbet vermeyi çok iyi biliyor. Haliyle yapımcılarının önceliği içerik, kalite ve hikâyeden çıkıp görsellik, piyasa talepleri, popülerlik ve trendi takip etmeye yöneldi. İşte tüm bunlar, son zamanlardaki ortak sıkıntıların sebeplerinden belli başlıcaları. Fallout 3 hakkındaki endişeler de bunlardan kaynaklanmakta. Önceki iki oyunda bulunan göndermeler, resmedilen dönemin (retro 50’ler) popüler sinema, müzik ve benzeri öğelerine olan benzetmeler, “geek” kültürüne yönelik espriler ve güzellemeler, oyunun görsel veya eğlencesinden çok daha fazla etkilemiştir çok geniş bir kitleyi. Düşünün, kaç oyunda Monty Python and the Holy Grail’e göndermede bulabilirsiniz ki? Bu yazıyı okuyanlardan kaçının az önce verdiğim ismin ne olduğuna dair fikri var ki? Bu iki sorgunun cevapları ile Fallout 3 hakkındaki korkuların altında yatan formülü anlayabilirsiniz. Savaş…savaş hiç değişmez, oyuncular ve yapımcılar arasındaki savaşta ise, yapımcılar ve ticari kaygılar çoktan öne geçti bile. Bu durumda söyleyecek başka bir şey bulamıyor, ve eli mahkum bir şekilde hiç haz etmediğin Bethesda’nın çıkmasına 2 ay kadar bir süre kalan serinin son oyunu Fallout 3’e sarılıyorum ve gösterilen demolardan, tanıtım konferanslarından, açıklamalardan ve yapımcılarla yapılan söyleşilerden derlediğim Fallout 3 ön inceleme yazısına böylece başlıyorum. |
Deneme Sürümü